Az az sık sık yeme devri bitti! Kalori hesabının anlamsız olduğu anlaşıldı! Kolesterol korkusu sona erdi! Yumurta ve tereyağı özgürlüğüne kavuştu, sofralarda hak ettiği yerini geri aldı.Zeytinyağı mutfaklardaki tahtına oturdu! “İyileşmez” denen kronik hastalıkların artık nasıl tedavi edildiğini konuşuyoruz. “Ölene kadar içilecek” denen ilaç “tarih” olurken, gıdaların ilaç olduğu gerçeği tekrar açığa çıktı!
Geriye bir ezber kalmıştı, “Aç kalınarak zayıflanmaz!” Açlık Diyeti işte bu ezberi de bozuyor.
Hastalıklara bütüncül tıp paradigması ile yaklaşan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Balanlı, açlığın hangi mekanizmalar ile zayıflattığını, sağlık ve mutluluk verdiğini anlatıyor bu kitapta. Binlerce yıllık tıp geleneğini günümüzde temsil eden bir hekim olarak, Hipokrat’tan tutun Galen’e, İbn-i Sina’ya ve günümüzde kadim tıp geleneğini sürdüren hekimlere kadar süregelen düşüncelere aynen katılıyor: “Açlıkta şifa var!” diyor.
Dr. Balanlı, unutulmaya yüz tutmuş kadim şifa öğretisini yeniden kaleme alıyor. Açlık ile birlikte kronik hastalık süreçlerinin yönetiminde, klinik uygulamalarda önerdiği yaşam tarzı ve gıda destek ürünlerinden de bahsediyor. Açlığın sağlıklı yaşamanın temelini nasıl oluşturduğunu açıklıyor. Bütüncül iyilik halini sürdürebilmenin ipuçlarını paylaşıyor: “Açlık sonucu ortaya çıkan ketonlar, beynimiz için gerçek bir ziyafet ve yaratıcılığın kapılarını da sonuna kadar aralıyor. Açlık ile beraber kan şekerinin düşmesi sonucu, insülinin azalmasıyla yakıt olarak yağ depolarımız hızlıca kullanılmaya başlıyor. Böylelikle açlığın bizi zihinsel ve manevi olarak yükselttiği noktada, bedenimizin şifaya ulaşması elbette kaçınılmaz oluyor.”
Açlık Diyeti ile dinçleşip iyileşirken hem zayıflıyorsunuz hem zihniniz temizleniyor hem de üretkenliğiniz artıyor.