Kalp hastalıkları sessizce geliyor

Kalp hastalıkları sessizce geliyor

Gelişmiş ülkelerde en sık görülen ölüm nedenlerinin başında kalp-damar sistemi hastalıkları geliyor. Kalp krizi ve felç gibi dolaşım sistemi sorunlarının önlenmesi için en etkili yöntemlerin başında ise, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzında yapılabilecek değişiklikler sayılıyor. Peki, düzenli uyku, stres yönetimi ve egzersiz ile bu hastalıkların önüne geçebilmenin mümkün olabildiğini biliyor muydunuz? Central Hospital’dan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan Coşkun Turan, kalp hastalıklarını tetikleyen faktörler ve günlük yaşamda yapılabilecek değişiklikleri anlatıyor.

Şüphesiz ki hepimiz uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenin yollarını arıyoruz. Oysa yaşam şekli, gençlik yıllarından itibaren kalp ve damar sağlığını korumaya yönelik şekilde düzenlendiğinde sağlıklı yaşamın kapıları aralanabiliyor. Ömür boyu iyi planlanmış şekilde sürdürülen yaşam tarzı sayesinde, ölümle sonuçlanabilecek kalp krizlerinin ve hastalıkların önüne geçilebiliyor.

Stres yönetimi için uzmandan destek alın

Yaşam süremiz içinde başa çıkmakta zorlandığımız bazı sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Özellikle duygusal çıkmazların yaşandığı stres yönetiminde yaşanan sıkıntılar kalp-damar sağlığına da etki edebiliyor. Sağlıklı yaşamın ilk adımı olan stres yönetimini sağlayamamak ve zihinsel sağlığı düzene sokamamak diğer konularda ilerleme sağlamayı oldukça zorlaştırabiliyor. Stres yönetiminde herhangi bir sorununuz olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka bir uzman görüşüne başvurmanız gerekiyor.

Düzenli uykuyu es geçmeyin

Düzenli uyku uyumak, gün içerisinde yorulan bedeni dinlendirmek için en etkin yöntemlerden biridir. Kaliteli uyku insanın günlük hayatını düzene sokmasına yardımcı olduğu gibi, sağlığı da önemli oranda etkiliyor. Çünkü uyku, kalp atımlarını, solunum sayısını ve kan basıncını azalttığı gibi stresin azalmasını da sağlıyor. Bu nedenle uyku düzeninin oluşturulması kalp-damar sağlığında önemli rol oynuyor. Eğer düzensiz uyku sorunu yaşanıyorsa, uykuya engel olabilecek unsurların gözden geçirilmesi ve önlemler alınması gerekiyor.

Alkol ve sigara tüketiminize dikkat edin

Alkol kullanımıyla vücut içerisinde birçok hastalığın görülme oranı artış gösterebiliyor. Uzun süreli alkol kullanımında kalp kaslarında bozulmaya bağlı kalp yetmezliği ve organları besleyen damarlarda tıkanıklık gelişebiliyor. Özel günlerde tüketilen alkol ise alışkın olmayan bünyelerde ritim bozukluklarına ve kan basıncında ani yükselmelere sebep olabileceği gibi beyin kanamalarına ve inmeye de yol açabiliyor. Bu nedenle alkol tüketiminin yönetilmesinin yanı sıra sigara kullanımının da sonlandırılması gerekiyor.

Süreli diyetler yapmak yerine düzenli beslenin

Sağlıklı beslenmeyi geçici ve sınırlı gıda alımları ile gerçekleştirmek yerine, hayata kalıcı olacak şekilde yerleştirmek vücut sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Şeker hastalığı, glukoz intoleransı, kilo sorunu veya bel çevresi genişliği varsa pastane-fırın ürünleri gibi tüm unlu mamuller, doğal olsa dahi şekerli tüm gıdalar ve pirinci beslenme listesinden çıkarmak gerekiyor. Tüm şekerli içecekleri, hakiki olsa dahi tüm meyve sularını ve meyveyi sınırlandırmak oldukça önem taşıyor. Bu hastalıklar bir kez yaşandığında tekrar yaşanma olasılığı önemli oranda yükselebildiği için diyet yerine düzenli beslenmeyi hayatınıza sokmanız en doğru karar olacaktır.

Kalori cetvellerine inanmayın

Gıdalar kalori değerlerine göre değil, bağırsak ve diğer sistemlerine etkilerine göre faydalı ya da faydalı olmayan şeklinde ikiye ayrılıyorlar. Akdeniz mutfağı tarzını öğrenip, bu içeriği ve günde bir avuç miktarı çiğ kuruyemişleri öne çıkararak beslenmek önem kazanıyor. Özellikle fabrikasyon yiyecekleri, şekerle hazırlanmış tüm gıda ve içecekleri, kızartmaları, hızlı tüketim ürünlerini ve evde yapılmış olsa dahi mayalı ya da unlu ürünleri tamamen kesmek gerekebiliyor. Bu yiyeceklerin tüketiminde en çok yapılan yanlış ise ürünlerin kalorisi ölçülerek tüketilmeye çalışılmasıdır. Unlu ve mayalı mamullerin tüketiminde kalori hesabından daha önemli olan husus, ürünlerin bağırsak duvarını ve bakteri florasını tahrip ederek başka hastalıklara neden olmasını engellemek olarak açıklanıyor. Bu yiyecekler önce hormonal sistem ve beyin, sonra bağışıklık, yaşlanma süreci, kalp damar ve diğer sistemler üzerinde iltihap üreterek, zehir etkisi yapabiliyor.

Egzersiz en yakın dostunuz olsun

Egzersizi hayatınızdan eksik etmemek, kalp-damar sağlığınızı korumak için hayatınıza uygulayabileceğiniz yöntemler arasında yer alıyor. Her gün yapılamasa dahi iki günde bir 40-45 dakika kadar orta-hızlı tempoda aralıksız yürüyüş, ayrıca kas güçlendirici egzersizler, kalp sağlığına yarar sağlayacaktır. Hiç egzersiz yapmamak yerine, az da olsa egzersiz yapmak vücudunuz için iyi bir yöntem olacaktır.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan Coşkun Turan